Ağız ve Çene Cerrahisi
Ankara yirmilik diş Özel Mustafa Kemal Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği
Genel tıbbın tüm dallarında olduğu gibi cerrahi çok özel bir disiplin ve koordinasyon gerektiren bir çalışma alanıdır. Diş hekimliğinde cerrahi çene kemikleri sert ve yumuşak dokularda (damak, dudak, diş kökleri bölgesindeki) çene kemiklerinde yapılan cerrahi çalışmalar olup damarlar ve sinirler ile iç içe olması açısından uzman hekimler ve yüksek disiplin içerisinde uygulanması gerekmektedir.
Çene cerrahisi uygulamaları aşağıdaki gibidir:
1.Çene kemiğine yapışık dişler ve diş köklerinin çıkarılması
2.Gömülü 20 yaş dişi çekimleri
3.Diş köklerini ilgilendiren yada yumuşak doku kaynaklı diş eti ve kemik apseleri , kist ve tümörlerin çıkartılması
4.Çene kırıklarının tespiti ve tedavileri
5.Çene kemiklerine yerleştirilen implantların yerleştirilmesi
6.Yüz felci , çene eklemi ve kas ağrıları , nevralji tedavilerinin uygulanması
7.Başarılı olunamayan kanal tedavilerinde dişin kurtarılmasını amaçlayan diş kök ucu (Rezeksiyon) ameliyatlarının uygulanması
8.İleri yaşlarda ortodontik tedaviyi tamamlamak amaçlı gereken çene yüz estetiğinin planlanması ve operasyonlarının ortodonti ile birlikte uygulanması.
Yirmi Yaş Dişleri-Gömülü Diş Ameliyatları
Gömülü 20 yaş dişlerinin problem olmasının nedeni genetik olarak bu dişe ihtiyaç kalmaması ve gittikçe çenelerimizin küçülmesidir. Çenelerimiz küçüldükçe 20 yaş dişleri kendine yer bulmak için zorlanmakta ve dolayısıyla diğer dişler gibi çıkamamaktadır. Kendine yer bulamayan 20 yaş dişleri öndeki dişi ittirerek baskı yapmakta ve bu da çapraşıklığa neden olmaktadır. Ayrıca çok geride olmaları ve etraflarındaki diş etinin normal anatomik yapıda olmaması nedeniyle kolayca iltihaplanabilmektedirler.
- Tam gömülü 20 yaş dişleri, genellikle sorun yaratmazlar. Fakat röntgen ile takip edilmeleri gerekir. Tam gömülü olmalarına rağmen öndeki dişin köklerine baskı yapabilir, zarar verebilir ve çevrelerinde bir takım kistik oluşumlara neden olabilirler. Bu durumda mutlaka cerrahi olarak çıkarılmaları gerekir.
- Kısmen çıkmış 20 yaş dişleri, en çok sorun çıkaranlardır. Tam çıkamadıkları için üzerlerindeki diş eti parçası (kapşon), zamanla arasına yemek artıklarının kaçması ve bakteri üremesi nedeniyle iltihaplanır. Dişin etrafındaki diş etinin iltihaplanması sonucunda; ağrı, şişlik, abse oluşur. Çürük için uygun ortam oluştururlar. Bu durumda mutlaka cerrahi olarak çıkarılmaları gerekir.
- Tamamen çıkmış 20 yaş dişleri; genellikle sorun çıkarmazlar fakat çok geride oldukları için fırçalanmaları zordur. Bu nedenle ağız bakımı çok iyi olmayan hastalarda koruyucu bir önlem olarak çekilmeleri tavsiye edilir.
20 yaş dişi iltihabının tedavisi
Öncelikle antibiyotik tedavisi ile akut durumdaki iltihabın kronikleştirilmesi gerekir. (Burada bulunan iltihap, antibiyotik kullanımı ile sadece kronikleşmektedir. Tamamen temizlenememektedir. Bu nedenle antibiyotik kullanımı sonrasında şikayetlerin geçmesine aldanarak dişin çekilmesinden vazgeçilmemelidir.) 20 yaş dişleri ağız içerisine çıkamayıp gömülü veya yarı gömülü kalabilirler. Gömülü 20 yaş dişleri çene içerisinde bulundukları yerlerde kist ve tümörlere neden olabilirler. Yarı gömülü 20 yaş dişlerinin bir kısmı ağız içerisine sürmüş vaziyettedir. Yarı gömülü 20 yaş dişleri klinik olarak bölge diş etinin ve çevre dokuların ( yutak ve bademcikler ) enfeksyonuyla karakterize olan perikoronitis denilen rahatsızlığa sebep olurlar. Hastalar genellikle kliniklere perikoronitis nedeniyle başvurmaktadırlar. Perikoronitise sebep olan bakteriler ( str. Viridans, staf. Aureus, beta hemolitik streptekoklar) aynızamanda kalp kapakçıklarına yerleşip kalp kapakçıklarının fonksyonlarını bozabilirler. Bu nedenle özellikle yarı gömülü 20 yaş dişlerinin çekim tedavisi veya koroneidektomisi ( dişin kron kısmının alınması) çok önemlidir. Gömülü 20 yaş dişleri kesinlikle steril ameliyathane koşullarında çekilmelidir.
Alt ve üst çene kistleri
Kistleri basitçe içi sıvı dolu kese olarak tarif edebiliriz. Kistler içlerindeki sıvı birikimleri nedeniyle büyürler ve büyürlerken çevre dokuların yıkımına sebep olurlar. Kistler çok sinsi şekilde klinik olarak belirti vermeden büyüyebilirler. Ve sonunda hayati fonksyonları tehdit edebilirler. Çene içindeki kistlerde uzun süre klinik belirti vermeyebilirler. sonunda çok fazla doku kaybına sebep olabilirler. Çene kistleri diş kaynaklı (odontojenik) veya farklı doku kaynaklı (nonodontojenik) olabilirler. Kistler aynı zamanda kötü huylu tümörlerede dönüşebilmektedirler. Kistler kesinlikle zaman kaybetmeden cerrahi olarak çıkarılmalıdırlar.
Alt ve üst çene tümörleri
Tümörler kabaca iyi ve kötü huylu olarak ayrılabilirler. Çene ve ağız içinde oluşan tümörlerinde iyi ve kötü huylu olanları, diş veya farklı doku kaynaklı olanları vardır. Kötü huylu tümörler agresif ve çevrelerindeki dokuları da yapılarına katarak büyürler ve aynı zamanda bu tümörler farklı organlara kan veya lenf sıvısı yoluyla sıçrayabilirler. Ağız içindeki bir yara ( dudak , dil, diş eti, yanak bölgeleri) haftalar geçsede iyileşmiyorsa mutlaka bir diş hekimine başvurulmalıdır. Kanser tedavilerinde erken teşhis çok önemlidir.
Çenelerin estetik ve fonksiyonel bozuklukları
Gerçekte yüzün estetik görünümünü belirleyen faktör yumuşak dokulardan ( deri, kaslar) çok iskeletsel komponentdir. Alt ve üst çene ilişkilerinin bozuk olması kişinin yüz görünümünü etkiler. Alt ve üst çenenin normalden fazla veya yetersiz büyümesi kişide estetik problemler oluşturur. Bu bireyelerde aynızamanda fonksyonel problemlerde vardır. Bu tür problemler büyüme gelişim yaşlarında (9-13 yaşları) ileriye yönelik teşhis edilip basit ortodontik ( tel tedavisi ) tedavilerle önlenebilirler. Bireyin büyüme gelişimi sona ermiş ise mevcut problemler cerrahi yötemlerle ( ortognatik cerrahi, distraksyon osteogenezis) düzeltilirler. Bu tür rahatsızlıklar kişilerin sosyal hayatlarını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle tedavileri gerekmektedir.